Kolakas Nedir, Ne İşe Yarar? Bir Edebiyatçının Sofrasından Doğaya Dair Bir Hikâye
—
Kelimelerin Tadı: Bir Edebiyatçının Giriş Notu
Bir edebiyatçı için her kelime bir tattır. Kimi kelimeler acıdır, kimisi tatlı; kimisi de toprak kokar. Kolakas kelimesi de işte öyle bir kelimedir — sesiyle, köküyle, çağrışımıyla insana hem doğayı hem insanı hatırlatır.
Kelimelerin gücü, yalnızca anlatmakta değil; dönüştürmektedir. Her sözcük, bir hikâyenin kapısını aralar, her anlatı insanın iç dünyasında bir yankı yaratır. Kolakasın hikâyesi ise sadece bir bitkinin değil, insanın doğayla kurduğu edebi bağın hikâyesidir.
Bir roman karakteri gibi sessizdir kolakas; görünürde sıradan ama içinde derin anlamlar taşır. Toprakla, sabırla, kökle ve üretimle ilgili her anlatının sembolüdür o.
—
Kolakas Nedir? Sessiz Bir Karakterin Portresi
Kolakas, bilimsel adıyla Colocasia esculenta, halk arasında gölevez olarak da bilinen nişastalı bir kök sebzedir. Kıbrıs’tan Antakya’ya, Hatay’dan Mersin’e kadar uzanan Akdeniz coğrafyasının kadim sofralarında yer bulur.
Tarihin eski sayfalarında, bu bitkinin hem besin hem de direniş sembolü olduğu görülür. Çünkü kolakas, en zor iklimlerde bile kök salabilir. Toprak kurusa da yağmur kesilse de yeniden filizlenir. Belki de bu yüzden, edebiyatın derin temalarından biri olan direnç ve yeniden doğuş duygusunu temsil eder.
Bir hikâyede kolakas, sessiz ama güçlü bir karakter olurdu. Tıpkı Dostoyevski’nin Raskolnikov’u gibi içe dönük ama derin; tıpkı Yaşar Kemal’in İnce Memed’i gibi toprağa ve emeğe bağlı…
—
Kolakasın Edebî Dili: Kök, Toprak ve Hafıza
Kolakasın yapısı, bir metafor gibidir. Kökleri derindedir; yüzeyde gösterişsiz, ama içeride sabırla besleyicidir.
Bir romanda bu, insanın iç dünyasının bir simgesidir. Çünkü her karakterin görünmeyen bir kökü vardır — geçmişi, acısı, inadı…
Edebiyatın büyük temalarından biri olan “köklülük”, kolakasın doğasında saklıdır.
Tıpkı Halide Edib’in kadın karakterlerinde olduğu gibi; dışarıdan narin ama içten güçlüdür.
Tıpkı Nazım Hikmet’in dizelerinde olduğu gibi, toprağa tutunan bir direniştir:
> “Ve toprak, en güzel yürek gibi kabarır insanla.”
Kolakas, bu dizelerdeki toprağın kendisidir belki de; insana kendini hatırlatan, doğayla olan bağını unutturmayan bir imgedir.
—
Kolakas Ne İşe Yarar?
Kolakas sadece bir yiyecek değildir; doğanın insanla kurduğu şiirsel bir diyalogdur. Yine de beden kadar ruhu da besleyen faydaları vardır.
Kolakasın Faydalarına Edebî Bir Bakış:
1. Besleyici Gücüyle Sembolik Bir Doygunluk: Tıpkı bir şiirin satırlarında saklı anlamlar gibi, kolakasın içinde de zengin besin değerleri gizlidir. Lif, potasyum ve C vitamini bakımından zengindir.
2. Direnç ve Dayanıklılığın Sembolü: Her koşulda yetişebilir. Bu yönüyle, insanın zorluklar karşısındaki dayanıklılığını temsil eder.
3. Doğallığın Şiiri: Endüstriyel üretime direnen yerel bir bitkidir. Yani modern dünyada doğallığın manifestosudur.
4. Kültürel Belleğin Koruyucusu: Kıbrıs ve Akdeniz mutfağında yüzyıllardır varlığını koruyarak halk hafızasında yer etmiştir.
Kolakasın işlevi sadece biyolojik değildir; o, bir anlam nesnesidir. Çünkü beslenmek, insanlık tarihinde sadece bir eylem değil, bir anlatı biçimidir.
—
Metinlerarası Bir Okuma: Kolakasın Edebî Karakteri
Eğer kolakas bir roman olsaydı, teması sabır olurdu.
Bir hikâye olsaydı, adı “Toprağın Sessizliği” olurdu.
Bir şiir olsaydı, Ahmet Arif’in şu dizesinde gizlenirdi:
> “Köküm derinde, dallarım göğe…”
Kolakas bize hatırlatır ki, her insan bir köktür; yüzeyde sessiz, derinde hareketlidir.
Edebiyat da tıpkı doğa gibi sabırla büyür; yazmak da bir tür ekmektir.
Bu yüzden kolakas, yazının doğasına da yakındır: yavaş olgunlaşır, sabır ister, ama sonunda insanı doyurur.
—
Kolakasın Edebiyattaki Yankısı
Edebiyat, doğayı sadece betimlemez; onun ruhunu taşır. Kolakas da bu ruhun bir parçasıdır.
Tıpkı Homeros’un destanlarında bereketli toprakların övülmesi gibi, kolakas da bereketin ve emeğin sembolüdür.
Tıpkı Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf”unda olduğu gibi, insanın toprağa duyduğu özlemi dile getirir.
Kolakas, bir kelimeden çok daha fazlasıdır. Bir yaşam biçimi, bir sabır metaforu, bir edebi imge.
—
Son Söz: Toprak, Kelime ve İnsan
Kolakas, toprağın bir kelimeye dönüşmüş hâlidir. Hem doğayı hem insanı anlamak için bir anahtar gibidir. Ne işe yarar? Sadece bedeni değil, düşünceyi de besler. Çünkü insan, yediği kadar düşündüğüyle de şekillenir.
Okuyucuya düşen ise şu sorudur:
Siz kendi kökünüzü nerede saklıyorsunuz?
Hangi “kolakas” hikâyeniz, toprağın altında büyümeyi bekliyor?
Belki de cevap, bir kelimenin içinde gizlidir — sessiz ama köklü.